Meme kanseri kadınlarda en sık görülen ve ölüm nedeni olan kanserdir (1-2). ABD’de 2019 yılında yeni tanı konulan meme kanseri sayısının 271.270, meme kanserinden kaybedilen hasta sayısının ise 42.260 olduğu tahmin edilmektedir . Kadın kanserlerinin %24’ünü, kadınların kanserden ölümlerinin ise %15’ini teşkil etmektedir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2018 yılı için ülkemizde kadınlarda meme kanseri sıklığı 45.6/100.000 kadardır.
Güümüzde en önemli gelişme moleküler sınıflamada biyobelirteçlerin kullanılması ile
bireyselleştirilmiş/ hedefe yönelik tedavi yoluyla en yüksek etkinlik ve en az
yan etkiye sahip ideal tedavinin uygulanabilir olmasıdır. Gelecek yıllarda, nanoteknolojinin bir parçası olan nanopartiküller kullanılarak ilacın dolaşım süresinin ve etkinliğinin arttırılabileceği bildirilmektedir. Kanser hücrelerinin genetik parmak izini çıkaran ‘genetik parmak izi/ fingerprint’ ve tümörün vücuttaki seyrine yön veren ana geni ‘sürücü/ driver mutasyon’ genini saptayan yöntemler üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda, sürücü mutasyonu bloke edecek ilaçlarla nokta atışı yapılarak, genetik mutasyonun tedavi
edilebileceği kaydedilmektedir.
MEME CERRAHİSİ NEDİR?
Son senelerde görülme sıklığı artan ve daha genç yaşlarda da rastlanan meme kanseri ameliyatları için gelişmiş uzmanlık alanına meme cerrahisi denmektedir. Meme kanserinde tümöre direkt olarak müdahele eden bir çok cerrahi yöntem bulunmaktadır.
Bunlar:
1. Meme koruyucu cerrahi (MKC):
MKC için segmental/segmenter mastektomi, lumpektomi, parsiyel mastektomi, geniş lokal eksizyon gibi isimler de kullanılmaktadır. Memedeki tümörün cerrahi sınırlar negatif olacak şekilde çevresindeki en az 1 cm’lik sağlıklı doku ile birlikte çıkarılması işlemidir. Yapılan konsensus toplantılarında, tümörün cerrahi sınıra uzaklığı DKİS için 2 mm, invaziv kanserler için tümör üzerinde mürekkep (boya) olmaması (“no ink on tumor”) olarak kabul edilmiştir.
2. Onkoplastik Meme Cerrahisi:
Bu teknikte amaç, cerrahi onkoloji prensiplerinden taviz vermeden memeyi korumak ve güzel bir kozmetik görünüm elde etmektir.
3. Mastektomi:
-Basit (simple) mastektomi
Meme dokusunun üzerindeki deri, meme başı ve areolayla birlikte çıkarılmasına basit (simple) mastektomi denir.
-Deri koruyucu mastektomi
Meme dokusunun meme başı ve areola kompleksi ile birlikte çıkarılması işlemidir. Meme derisinin bir kısmı korunduğu için aynı seansta genişletici veya kalıcı implant yerleştirilerek rekonstrüksiyon yapılabilir.
-Subkutanöz (meme başı-areola koruyucu) mastektomi
Meme derisi, meme başı ve areola kompleksi korunarak meme dokusunun çıkarılmasıdır. Patojen meme kanseri geni taşıyıcılarda bilateral profilaktik mastektomi yapılmakta ve kalıcı protezlerle rekonstrüksüyon sağlanmaktadır.
-Modifiye radikal mastektomi
Klinik ve patolojik olarak aksillaya metastaz saptanmış olgularda ve sentinel lenf nodu biyopsi sonucu mestastaz gelen hastalarda mastektomiyle birlikte aksiller lenf nodlarının çıkarılması işlemidir.
MEME KANSERİNİN İLK BELİRTİLERİ NELERDİR?
Meme kanserinin en sık belirtisi emede ele gelne kitledir. Ancak bunun dışında meme başından akıntı, ciltte değişiklik, meme başında çekinti veya memede ağrı gibi semptomlar da olabilir.
MEME KANSERİ TEŞHİSİ NASIL KONULUR?
Meme kanseri teşhisi fizik muayene, meme ultrasonografi, memeografi ile konulur. Karar verilemeyen olgularda meme MR’ı tanıya yardımcı olur. Kesin tanı biyopsi ile konulur.
MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
Cinsiyet: Kadın olmak meme kanseri için temel risk faktörüdür. Tüm meme kanseri vakalarının %1’den azı erkeklerde görülmektedir.
İleri yaş: Genç kadınlarda da görülebilmesine rağmen, meme kanseri vakalarının çoğunluğu 50 yaşından sonra görülür. Meme kanseri riski yaş ilerledikçe de artmaktadır.
Geçirilmiş meme kanseri öyküsü: Daha önce meme kanseri geçirmiş olan kadınlarda ikinci bir meme kanseri oluşma riski daha yüksektir.
Ailede meme kanseri öyküsü: Öncelikle anne, kız kardeş ve kızından oluşan birinci derece akrabalarda meme kanseri öyküsü riski artırmaktadır.
Genetik mutasyonlar: Meme kanserlerinin yaklaşık %5-10 kadarı genetik mutasyonla yani kalıtsal geçişle alakalıdır. En çok bilinenler BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarıdır. Bu gen mutasyonları olan bir kişinin hayat boyu meme kanserine yakalanma riski %40-80’dir.
Erken adet görmek ve geç menapoza girmek: 12 yaşından önce adet görmek, 55 yaşından sonra menapoza girmek riski artırmaktadır. Bunun sebebi daha uzun süre östrojen ve progesteron hormonuna maruz kalmak olabilir.
Hiç doğum yapmamış veya geç doğum yapmış olmak: Çocuk doğurmak, vücudun adet döngüsünü ve hormon maruziyetini değiştireceği için meme kanseri için koruyucu faktörlerden biridir. Bu yüzden hiç doğum yapmamak veya 30 yaşından sonra doğum yapmanın meme kanseri riskini artırdığı bilinmektedir.
Doğum kontrol hapları: Araştırmalar 10 yıldan uzun süre kullananlarda meme kanseri riskinde biraz artış olduğunu göstermiştir. Ancak bıraktıktan sonra bu risk gerilemektedir.
Hormon replasman tedavisi: 5-10 yıldan uzun süre kullananlarda meme kanseri riskinin arttığı gözlenmiştir.
Sigara: Sigara kullanımı ile meme kanseri riskinde artış saptanmıştır.
Alkol alımı: Meme kanseri riski alınan alkol miktarı ile orantılı olarak artmaktadır.
Obezite: Özellikle menapoz sonrası kilolu olmak meme kanseri riskini artırmaktadır.
Yemek ve yaşam alışkanlıkları: Kilolu olmanın meme kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir. Yağlı beslenmenin direk meme kanseri riski tartışmalı olsa da kilo alınmasına sebep olduğu ve birçok hastalığı tetiklediği bilinmektedir. Egzersizin ise meme kanseri riskini azalttığı bilinmektedir.
Radyasyon (ışın) tedavisi almış olmak: Daha önce göğüs/boyun bölgesine radyasyon almış olmak riski artırmaktadır.
Memede hücresel değişiklikler: Memede biyopsi sonucu elde edilen bazı sonuçlar, kötü huylu tümör olmamasına, ilerde meme kanseri riski açısından takip edilmelidir.
MEME SAĞLIĞI İÇİN RUTİN KONTROLLER NELERDİR? NEDEN ÖNEMLİDİR?
Meme kanser taraması testleri semptomların ortaya çıkmasından önce, kanseri erken evrede bulmamıza yardımcı olur. Unutulmamalıdır ki, meme kanserini erken teşhis etmek, kişinin daha uzun ve kaliteli yaşamasına yardımcı olur. Bazı kanserler hiçbir zaman semptom vermeyebilir, ancak bir tarama testi ile bulunabilir. 20 yaşını geçen her kadının adetinin bittiği tarihten sonra ilk hafta içinde, adet görmeyen kadınlarda her ayın belirli bir günü, emziren kadınlarda emzirme veya süt boşaltımı sonrası kendilerini muayene etmeleri önerilmektedir. Meme kanseri için bugün kullanılan tarama görüntüleme yöntemi mamografidir. 40 yaş üstündeki tüm kadınlar 2 yılda bir mamografi çektirmelidir.
MEME KANSERİ TEHLİKELİ Mİ?
Meme kanseri eğer tekrarlamış veya metastatik dönemde ise ölümcül seyredebilmektedir, bu nedenle erken evrede tanı koymak çok önemlidir.
MEME KANSERİ TEDAVİSİ?
Son yıllarda yüz güldüren yeni ilaçlar ve çalışmalar sonrası meme kanserinde tedavi, artık hastanın ve hastalığının özelliklerine göre kişiye özgü yapılmaktadır.
Cerrahi: Meme kanserinde cerrahi; başlıca meme koruyucu cerrahi (kanserli kitlenin etrafındaki bir parça sağlıklı meme dokusu ile birlikte alınarak memenin bırakılması) ve mastektomi (kanserli memenin tamamının alınması) şeklinde ikiye ayrılır. Bunlara aynı zamanda lenf bezlerine yönelik ameliyatlar da eklenebilir. Cerrahi sonrası veya eş zamanlı olarak memeye yönelik estetik ameliyatlar da yapılmaktadır.
Radyoterapi: Ameliyat sonrası kalan dokuların korunması ve kanserin tekrar etme riskini önlemek için, koltuk altı veya meme bölgesine ışın tedavisi (adjuvan radyoterapi) uygulanabilir. Aynı zamanda ileri evre hastalarda ağrı veya kemik kırığı riskini azaltmak için de radyoterapi (palyatif) uygulanmaktadır.
Kemoterapi: Ameliyat öncesi tümörü küçültmek (neoadjuvan kemoterapi), ameliyat sonrası tedavi veya hastalık tekrar etmesini önlemek amaçlı (adjuvan kemoterapi) veya ileri evre hastalıkta yaşam süresi ve kalitesini artırmak için uygulanabilir.
Hormonoterapi: Hormon reseptörü (HR)-pozitif olan meme kanseri tiplerinde genellikle ameliyat sonrası meme kanserinin tekrar etmesini ve metastazı önlemek amacıyla verilen tedavilerdir.
Hedefe Yönelik Tedavi: Kanser hücrelerine saldırmak için ilaç veya diğer maddeleri kullanan bir tedavi şeklidir. Genellikle hedefe yönelik tedaviler normal hücrelere kemoterapi veya radyasyon terapisinden daha az zarar verir. Monoklonal antikorlar ve tirozin kinaz inhibitörleri HER2 (+) meme kanserlerine uygulanırken siklin-bağımlı kinaz inhibitörleri tekrarlayıcı veya metastatik meme kanserlerine verilebilmektedir.